Bak şimdi, sana dünyanın en havalı adamından bahsedeyim: Michael Jordan! Basketbolun kralı, havada süzülmenin piri! Adam öyle zıplıyor ki, sanki NASA’dan emekli olmuş astronot mübarek! 🏀🚀
Efenim, doktor tayfası ne yapmış? ‘Bu adam nasıl böyle havada duruyor yahu?’ diye kafa patlatmış. Röntgenler, MR’lar, olmadı teleskopla bakmışlar, ama sıfır sonuç! Jordan zıplıyor, dünya izliyor, doktorlar şaşkın.
Yıllar geçmiş, Jordan basketbolu bırakmış. Araştırmalar da ‘Jordan yoksa, biz de yokuz’ diyerek emekliye ayrılmış. Amaaa… 2001’de Jordan parkelere geri dönünce, doktorlar yine laboratuvara koşmuş. Bu sefer bir anatomi profesörü çıkmış: ‘Buldum!’ demiş. ‘Bu adamın eklem yerlerinde hidrojen gazı var! Adam bildiğin uçan balon!’ 💨🎈
Ama gel gör ki bu teoriyi kanıtlamak için Jordan’ın bıçak altına yatması lazım. Jordan ne demiş peki? ‘Yok kardeşim, basketimi oynarım, uçmamı izlersiniz. Ama öldüğümde buyurun, bakın. Belki benden sonra siz de uçarsınız.’
Ve bize ne kalmış? Jordan’ın sadece basketleri değil, efsanesi de havada asılı kalmış… 😉
Pingback: Uçan Adamın Düşüşü: Gerçek Hayatta 4 Süperman Trajedisi