Altın Boynuz Efsanesi-İstanbul Boğazı’nın Mitolojik Hikayesi

Altın Boynuz Efsanesi-İstanbul Boğazı’nın Mitolojik Hikayesi

Altın Boynuz Efsanesi Nereden Doğdu: İşte İstanbul Boğazı’nın Mitolojik Hikayesi

Roma döneminden bu yana tarihe yolculuk yapmak için İstanbul’a nam-ı diğer Kostantinapol’e ziyaretler yapan yabancı turistlerin adın ettiği adına golden horn dedikleri altın boynuz olarak da bilinen Haliç, İstanbul’un en gizemli noktalarından biri olmuştur her daim! Dilden dile kulağa, oradan da başka kulaklara aktarılagelen efsanelere göre, Zeus’un aşk maceraları, kıskanç tanrıçalar ve mucizevi doğumlarla şekillenen bu su yolu, tarihin en ilginç mitolojik olaylarına sahne oldu. Haliç’in suları altında altın yüklü gemilerden kahinlerin bereket

Altın Boynuz Efsanesi-İstanbul Boğazı’nın Mitolojik Hikayesi

kehanetlerine kadar pek çok söylenti dolaşırken, bugün lüks yatlar ve turist tekneleri bu efsanelerin izini sürüyor. Gelin, Altın Boynuz’un büyülü hikayesini birlikte keşfedelim!

Altın Boynuz Efsaneleri: Büyük Macera, Daha Büyük Boynuz!

Kardeşlerim, gelin size şimdi Türkçesi altın boynuz olan golden horn efsanesini anlatayım. Buyurun mitolojinin tam ortasına! Bir zamanlar,

tanrılar arasındaki en çapkını ‘tööbe bismillah, tööbe tööbe’, bulut gibi gezen, şimşek gibi çakan Zeus, yine rahat durmuyor ve o zamanlar antik kuntik yunan vilayetlerinden olan Agos kıralı Inachus’un, ay parçası, nur tanesi, bir tanesi hani bunun diğer tanesi, güzellikte afroditi ortadan ikiye Diyarbakır karpuzu gibi çatlatacak, Apollon’a şöyle bir durup “Hmm, acaba?” dedirtecek cinsten cillop gibi, süt gibi, kaymak gibi fıstık gibi kızı güzeller güzeli İo’yu gözüne kestirip ona aşkını ilan ediyor. Al bide burdan yak. Mevzu başladı gene.

Garibim Hera, daha yeni Afrodit belasından yakayı sıyıttırdım kocacığımı derken bu seferde İo durumunu fark ediyor ve “Kimin kocasına yan baktığını sanıyorsun?” dercesine İo’yu beyaz bir ineğe çeviriyor. Tabii bir de bonus olarak ona musallat olacak bir sinek eklemeyi ihmal etmiyor.

İo zavallım, bu naalet sinekten kurtulmak için başını bir sağa vuruyor toprak yarılıyor bir sola sallıyor nehirler oluşuyor, salladıkça bir oraya bir buraya vuruyor, vurdukça vuruyor vurdukça vuruyor toprak yarılıyor. Sonra ne mi oluyor? Al işte sorduğun soruya bak, yarılan toprağa zamanında 2.ci Abdulhamit’in kemerburgazdan getirttiği hamidiye suyuyla doluyor kardeşim!

Peki sonra?

Bugün üzerinde lüks yatlar gezdiği ve turistlerin, istanbul’a gelmişken Boğaz havasını içimize çekelim bosphorus cruise tekne gezisi yapalım dedikleri, bazende sunset cruise yapıp “Abi, tam şu noktada bir selfie alalım!” diyerek gün batımını gezisi yaptıkları İstanbul Boğazı oluşuyor. İşte İo’nun inek formunda attığı burun darbelerinin sonu! 😄😄😄🤣🤣🤣

Altın Boynuz Efsanesi-İstanbul Boğazı’nın Mitolojik Hikayesi

Golden Horn Efsanesi: Güzeller Güzeli İo’na Musallat Olan Ahlaksız Sinek, Temsili 

Peki ya Altın Boynuz?

Geldik olayın altın varaklı, mitolojik senaryolarla bezeli, şatafatın zirve yaptığı bölümüne! Efsaneye göre, bizim zavallı İo, ineğe dönüştürüldükten sonra oradan oraya sürüklenmekten helak olup bıkıp usanmışken, kendini bitkin bir şekilde sahilde buluyor. Tam, “Oh be, şurada bir soluklanayım aman çokta sıcakmış şuradaki tostçudan soğuk bir gazoz alıp serinleyeyim!” derken hop, pat, puf, mucizevi bir doğum gerçekleşiyor ve sahneye yeni bir oyuncu giriyor: Keroessa!

Kim bu Keroessa? Hani şu “Torun torba oldu” diye anlatılan, büyüyüp de Megara Kralı Byzas’ın annesi olacak hanımefendi! Torun torba mevzusu büyüyünce bir noktada Haliç’e “Altın Boynuz” adını veren de bu neslin devamı oluyor. Ama mesele tabii ki sadece isim koymakla bitmiyor! O zamanki Antik Yunan paparazzi gasteleri olayı fısıltıdan haber değeri olan bir materyale dönüştürerek yayıyor, bir yandan kahinler “Altın Boynuz kutsaldır, bereket saçar!” diye kehanette bulunuyor, diğer yandan zenginler “Abi kesin burada bir servet var!” diye daha o zamandan arsaları kapatmaya çalışıyor. İşte böylece Altın Boynuz efsanesi dilden dile yayılıyor!

Altın Boynuz Efsanesi-İstanbul Boğazı’nın Mitolojik Hikayesi

Haliç Altından Boynuzlama Efsanesi: Zeus’un İo’nu Gördüğü An, Temsili

Mitoloji Tarihinde Antin Kuntin Efsaneler Bitmez!

Bazı rivayetlere göre, Roma döneminde altın yüklü gemiler Haliç kıyılarında batmış. Bunu duyan defineciler durur mu! ” Abi, buradaki suyun altı tonlarca altın doluymuş!” diye dolanan defineciler, her yeri kazmaya başlamış. Fakat “Geceleri devriye gezen Roma bekçileri durumu fark ederek “Hop birader Siz n’apıyonuz burada?” deyip Roma polisleri el ense yaparak bunları paket ediyorlar.

Mitolojinin sınır tanımayan hayal gücü, Haliç’in sadece bir su yolu olmadığını gösteriyor. Altın Boynuz, geçmişten günümüze bereket, servet ve efsanelerle anıldı. Bugün Boğaz turlarında bu hikayeleri dinleyen turistler, geçmişin büyüsünü hissetmeye devam ediyor. Belki de bazı efsaneler gerçektir? Kim bilir, belki de bir gün Haliç’in derinliklerinden hâlâ keşfedilmemiş ne hazineler çıkacaktır! Altın  var mı acaba.. 🚢✨

One Comment

(Hide Comments)

Leave a reply

Join Us
  • Facebook38.5K
  • X Network32.1K
  • Behance56.2K
  • Instagram18.9K

Stay Informed With the Latest & Most Important News

I consent to receive newsletter via email. For further information, please review our Privacy Policy

Advertisement

Loading Next Post...
Follow
Sign In/Sign Up Sidebar Search Trending 0 Cart
Popular Now
Loading

Signing-in 3 seconds...

Signing-up 3 seconds...

Cart
Cart updating

ShopYour cart is currently is empty. You could visit our shop and start shopping.